“Hikâyeler beni yaklaştırıyor; yazıyorum çünkü hayatımdaki boşluğu kapatmak istiyorum.”

Winona Dalloway, mükemmel görünen bir evde, kusursuz bir hayatın içinde uyanıyor. Akşama bir davet var, menü belli, elbise hazır. Zihninde ise bir uğultu yükseliyor; tanıdık ama tedirgin edici bir ses bu, kendisine ait olmayan bir yaşamın içindeki yalnızlığı hatırlatıyor. Kontrol altında sandığı her şeyin aslında çoktan elinden kaydığını fısıldıyor.

Miranda Darling, Kara Bulutlar’da kontrolün, sessiz tahakkümün ve bastırılmış duyguların gün yüzüne çıktığı tek bir günü anlatıyor. Psikolojik şiddetin görünmez yüzünü, günlük hayatın içinden, doğrudan ve etkileyici bir dille ortaya koyuyor. Bir kadının bir günde değişebileceğini düşünmezsiniz. Ta ki, her şey değişene dek.