Gertrude Stein

Amerikalı yazar, 3 Şubat 1874’te Pennsylvania Eyaleti’nin Alleghany şehrinde doğdu. 27 Temmuz 1946’da Paris’te öldü. Yahudi kökenli, varlıklı bir ailenin kızıydı. Düzenli bir öğrenim görmedi. 1893’te Radcliffe College’a girdi. Orada psikoloji eğitimi aldı. Öğretmenleri arasında William James de vardı. Stein’ın anlık duyumlarını öne çıkaran deneyci üslubunun oluşmasında, James’in de etkisi oldu. Daha sonra, John Hopkins Üniversitesi’nde dört yıl tıp okudu. 1903’te Paris’e yerleşti. Evi kısa sürede Picasso, Braque, Matisse ve Derain gibi ressamların buluşma yeri oldu. Stein, bu yıllarda öncü sanat akımlarının, özellikle de kübizmin ateşli bir destekçisiydi.

İlk yapıtı olan Three Lives 1909’da yayımlandı. Bunu, 1914’te Tender Buttons izledi. Bu iki yapıtı sayesinde, Paris’teki genç Amerikalı sanatçılar arasında edebiyat otoritesi olarak tanındı. Pound, Anderson, O’Neill, Fitzgerald ve Hamingway gibi şair ve yazarlar, Stein’ın evinde Paris’in sanat otoriteleriyle tanıştılar. Stein, Amerika’nın geleneksel değerlerine sırt çevirmiş bu kötümser yazarlar için “yitik kuşak” nitelemesini kullanan ilk kişiydi.

1925’te yayımlanan The Making of Americans, çetrefilliğinden ötürü çok dar bir okur kesimince benimsendi. 6 En popüler yapıtı, 1933’te yayımlanan ve birlikte yaşadığı Alice B. Toklas’ın yaşamını anlatan The Autobiography of Alice B. Toklas’dı. Bu eser aslında Stein’ın yaşam öyküsüydü. Stein, librettosunu yazdığı Four Saints in Three Acts operasının sahnelenişi için 1934’te Amerika’ya gitti. İkinci Dünya Savaşı’nda Almanların Fransa’yı işgale başlaması üzerine, Güney Fransa’daki Culos’a taşındı. 1944’te Paris’e geri döndü. Savaş anılarını Paris, France ve Wars I Have Seen adlı kitaplarında anlattı. Savaştan hemen sonra, Paris’teki evinde onu ziyaret eden Amerikalı askerlerle ilgili gözlem ve anekdotlarını ise Brewsie and Willie kitabında topladı.

Stein, okurlardan çok yazarları etkilemiş bir yazardır. Güzel sanatlarda yirminci yüzyılın başlarında ortaya çıkan yenilikçi akımları, bir bütün olarak edebiyata yansıtmayı denemiştir. Düzyazıda sistemli bir biçimde uyguladığı ilkeler; dolaycılık, ilkecilik ve soyutlama olmuştur. Var olan edebiyat ve dil kurallarının ötesine geçerek insan deneylerine ve nesnelere dolaysızca yaklaşmak, yazıyı her türlü geleneksel süsten arındırmak, kullanılan malzemeyi, yani anlamdan bağımsız olarak sözcükleri öne çıkarmak ve bir tür saf ilkelliğe ulaşmak istemiştir. Bu amaçla soyutlamaya, dil ve anlatım bütünlüğünün parçalanmasına dayalı, tekrarlarla dolu, noktalama işaretlerinin olmadığı bir yazı tarzı geliştirmiştir. Ancak bu edebi kübizm deneyinde, en ileri gittiği yapıt olan Tender Buttons, amaçladığı noktanın oldukça ötesine, tam bir anlaşılmazlığa düşmüştür. Buna karşılık Three Lives’ın bütününde 7 ve The Making of Americans ile yaşam öyküsünün ve anılarının bazı bölümlerinde, alışılmış algılama biçimlerini bozma amacına bağlı kaldığı halde, Mark Twain’i anımsatan bir tazelik ve dolaysızlığa da ulaşmıştır.